Bir ülkenin geleceği için eğitim her zaman ön planda tutulmaktadır. Eğitim gelecekte ülkeyi yönetecek kişilerin belirli bir süreçten geçmesidir. Geçtikleri süre sayesinde de günümüzdeki yöneticiler meydana gelmektedir. Bir ülkede eğitime önem verilmiyor ise o ülke için pek parlak gelecek beklenmemektedir.
Eğitim İlk Olarak Nerede Başlar?
Eğitim ilk olarak aile büyüklerinin (genellikle bu aile büyükleri çocuğun anne babası olmaktadır) çocuklarına gerekli ahlak kuralları, insan ilişkileri, konuşma şekli vs. gibi kuralları doğru bir şekilde öğretmesi ile başlamaktadır. Bu temel kuralları öğrenen çocuklar ise okulda, sosyal hayatta ve ileride ki iş hayatlarında başarılı olma ihtimalini artırmaktadır.
Eğitim Nasıl Gelişir?
Eğitimin gelişmesi için önce toplumdaki tüm ön yargıların kırılması lazımdır. Bir toplumda ön yargılar kırılamaz ise gelecek toplumda da bu ön yargılar büyük bir ihtimal ile kırılamayacaktır. Kırılamayan bu ön yargılar yüzünden şuan ki ve gelecek zamanda gelecek olan nesil bu ön yargıların hepsine sahip olacaktır, bu sayede bilim dalında var olan tüm gelişmeleri hep ön yargı ile bakacak ve bu gelişmeler sayesinde de pek fazla üretim yapamayacaktır.
Sürekli tüketen ve hiç üretmeyen bir ülke ya da toplum zaman içinde geri planda kalmaya başlayacaktır. Geri kalmışlığından dolayı da diğer ülkelere ve ya toplumlara muhtaç kalacaktır, şuan muhtaç kalma konusu pek önemli olmayabilir ama ileride bir savaş çıktığı zaman bu muhtaçlığın bir ülkeye ne kadar zarar vereceği ortaya çıkmaktadır.
Varsayalım ki bir toplumda ki ön yargılar kırıldı ve hem ardından o topluma gösterilen eğitim sisteminin değişmesidir. Eğitim sisteminin değişmesinin sebebi, önceki eğitim sisteminin bir ön yargılar silsilesinden ibaret olmasıdır.
Ön yargılar kırıldığına göre, ön yargılar zamanındaki sistemin de kırılması gerekmektedir. Eğitim sistemi bakımdan Dünya’da genel olarak Finlandiya ülkesi gösterilmektedir. Finlandiya ülkesindeki okullarda sınav, ödev yoktur.
Bunların olmamasının sebebi ise okula giden çocukların kendilerini geliştirebilecek ve oyun oynayabilecek bir zamanın yaratılmasıdır. Bu var ettikleri zaman ile çocuklar yeni bilgiler öğrenebilir, bilimi daha çok takip edip gelecek yıllarda bunları uygulayabilir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “çocuklar gelecektir”.
