Obezite her yıl milyonlarca erken ölüme sebep olan kronik bir sağlık sorunudur. Ancak dikkat gerektiren, güenli, kalıcı kilo kaybı ve metabolizmayı dengeleyen bir beslenme ve yaşam tarzı benimsenerek problemin önüne geçmek mümkündür.
Kilolarla mücadele mi ediyorsunuz? Bir diyet programı izliyor, egzersiz yapıyor, kalorileri azaltıyor olmanıza rağmen kilo veremiyorsunuz. Giderek daha yorgun hissediyor ve hayatın hızına yetişmek için zorlanıyorsunuz. Tatlı, kahve ve sigara için aşırı istek duyuyorsunuz. Bunlar sizin metabolizmanızın dengesiz olduğuna bir işaret olabilir.
Metabolik ihtiyaçlar için kapsamlı bir yaşam planı kabul edilmesi, artan enerji ihtiyacının dengelenmesi, uyku problemlerinin giderilmesi, doğru gıdalar tüketilmesi ile hormonal dengesizliklerin ayarlanması şarttır.
Aşırı kilo alımı ve obezlik bugun modern dünyanın başında bir beladır. Modern yaşam şeker ve yağ yüklü, doğallıktan uzak, aşırı büyük porsiyonlar, kolay yemek adı altında fast food ve abur cubur ürünlerini insanlara dayatmaktadır. İnsanlar daha çocukken yanlış yiyecek seçeneklerini belirleyecek şekilde programlanmaktadır.
Tüm bu düzensiz yaşam ve hatalı beslenme sonucu metabolizmanın dengesizlikleri buzdağının sadece görünen kısmıdır. Süreç başladığında yükselen tansiyon, kolesterol ve klan şekeri metabolik sendrom olarak bilinen ve çeşitli sağlık sorunlarına neden olan bir kısır döngü içine girilmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak yanlış beslenme, sürekli artan tıbbi sorun ve harcamalar, kalp hastalıkları, felç ve kanser türleri ile mücadele içine girilmektedir.
Metabolik sendrom son on yıldır araştırılmakta olan bir durumdur. Hastalık yapıcı etkileri ve sonuçları ile tek başına bir hastalık olarak kabul edilmiştir. Düzensiz ve dengesiz metabolik ve hormonal sistem kalp hastalıkları, şeker, kanser, felç için ortak bir risk faktörüdür. Metabolik sendromu oluşturan faktörler genellikle aşırı kilo alımı ile ilişkilidir.
Metabolik sendrom için çok fazla sayıda tartışma olmasına rağmen kabul gören belirli kriterler aşağıda sıralanmıştır: Bu kriterlerin üçte birinin varlığı metabolik sendrom varlığına işaret ettiği kabul edilir.
Erkeklerde 102, kadınlarda 92 cm. ve daha fazlasındaki bel ölçüsü
Artmış trigliserit (kan yağları)
Yüksek yoğunluklu lipoproteinler düşmesi (azalan HDL – iyi kolesterol)
Yüksek tansiyon
Artan kan şekeri ya da insülin direnci
Diyet Nedir? Diyet Tarihi ve Kısa Açıklaması
Diyet, Antik Yunan dilinde kullanılan bir kelimedir ve aslında yaşam biçimi anlamına gelmektedir. İnsanların sadece ne yediği değil nasıl yaşadığını gösterir. Günümüzde bu anlamı bırakılmış ve açlık, yemek ve irade ile ilgili çağrışımlar yapmaktadır. Diyet kelimesi metabolizmanın çalışmasını sağlayan hayati önlemler bütünü yerine kısa süreli, kilo kaybına neden olan beslenme düzeni olarak bilinçlerde yer etmiştir.
Yo Yo Diyeti Nedir?
Çoğu insan kilo vermek için kısıtlı beslenme programları ve egzersizlere başlamaktadır. Genellikle kısa sürede kilo kaybına neden olan bu programlar uzun vadede motivasyon ve irade kaybı ile sonlanır ve verilen kiloların geri alındığı görülür. Buna özel gıdalara duyulan aşırı istek, diyete karşı isteksizlik, aç kalma fikrinin getirdiği huysuzluk, aşırı yeme krizleri ve sonrasındaki suçluluk ve pişmanlık döngüsü eklenir. Bu duruma klasik yo-yo etkisi adı verilir. Yo-yo bilindiği gibi bir oyuncaktır.
Lastik bir şeridin ucuna bağlı bir top vardır. Top önce hızla ilerler ve sonra aynı hızda geri döner. Sonra gidiş-gelişler yavaşlamaya başlar ve sonunda top durur. Kilolar topla özdeşleştirilir ve ileri gidişler kilo verme, geri dönüşler ise kilo almayla eşleştirilirse yo-yo etkisinde önce itici güçle hızla kilo verilir ve sonra tekrar geri alınır. Bir süre sonra bu kilo verme ve almalar yavaşlar nihayetinde top yani kilolar durur.
Yo-yo diyetleri bir yaşam biçimi değildir. Bunlarda metabolik dengesizliklere yönelik bir düzeltme, enerji artışı sağlama ve psikolojik bir istek yaratma gücü yoktur.
Bilim artık hatalı beslenme alışkanlıklarının metabolik ve hormonik dengeyi bozduğunu, yeterli besin alınmazsa enerji ihtiyacı ve harcanmasının mümkün olmadığını biliyor.
Metabolizma dengesi daimî düzeltmeler, sadece ve sürekli doğru beslenme ile elde edilebilir. Düşük yağ, yüksek karbonhidrat içeren şekilde beslenmek, çok sayıda küçük öğün ve bir egzersiz rutinin belirlenmesi artık tüm diyet ve yaşam planlarının ortak görüşü.