İtalya’nın başkenti Roma Avrupa’da gezi rotalarının da başkenti konumundadır. Şehir hem son derece kapsamlı ve geniş tarihi ile hem de gelişmiş bir başkent olması ile ön plana çıkmaktadır. Belirli dönemlerde dünyanın en büyük imparatorluğu konumuna yükselmiş ve belki de tarihte adından en çok söz ettiren imparatorluklardan biri olan Roma İmparatorluğuna yüzyıllar boyunca başkentlik yapmış olan Roma şehri tarihi eserler bakımından bir cennet konumundadır. İmparatorluk döneminde kalan yapılar şehirdeki tarihi mekânların ana iskeletini oluşturmaktadır.
Kolezyum
Roma İmparatorluğundan kalan eserler denince ilk akla gelen yapılardan biri şüphesiz kolezyumdur. MS 80 yılında yapımı tamamlanan bu yapı Roma İmparatorluğunda pek çok etkinliğe ev sahipliği yapmıştır ve imparatorluğun en büyük arenası konumundadır. Her yıl imparatorluğun ve roma ordularının başarılarını kutlamak, kötü durumlarda halkın moralini yükseltmek gibi amaçlarlar yapılan farklı etkinlikler genellikle bu yapıda yapılmaktaydı. Roma kültüründe sıkça rastlanan gladyatör dövüşleri yine bu yapının içinde gerçekleşmekteydi. Binlerce kişinin tribünlerde toplanarak etkinlikleri izlediği yapı dönemin şartları düşünüldüğünde gerçekten inanılmaz bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Etkinlik alanında sadece gladyatörler değil Roma ordularının gittiği topraklarda rastlanan ve nadir bulunan türdeki yırtıcı hayvanların da hem kendi aralarında hem de gladyatörlerle dövüştürüldüğü etkinlikler yapılmaktaydı. Kolezyumun alt bölümünde etkinlikten önce hazırlanan gladyatörlerin ve askerlerin bulunduğu birçok bölüm bulunmaktadır. Kolezyumun konumu tam olarak Roma imparatorluğunun kalbinin attığı bölgede bulunmaktadır. Kolezyumun bulunduğu bölge ve hemen yakınındaki Roma Forumu, imparatorluğun kalbinin attiği ve pek çok vatandaşın her gün zamanının geçirdiği en önemli merkez konumundadır.
Roma Forumu
Roma Forumu günümüzdeki şehir merkezi olarak nitelendirilebilir. Forumda farklı hamamlar, ibadethaneler, köle ve ürün pazarları gibi bölgeler bulunmaktaydı. Bunlara ait hem yapıların bir kısmı yangında zarar görse de geriye kalanlar bile çok fazla şey anlatmaktadır. Forumun hemen üzerinde bulunan ve hakim konuma sahip olan tepe ise Palatino tepesi olarak adlandırılmaktadır. Gezi sırasında forum ve Palatino tepesine birlikte girilmektedir. Bu tepe daha çok bürokratların bulunduğu binalara ev sahipliği yapmaktadır. Tepede bulunan kalıntılar benzer yapılar ve bölgeler ile kıyaslandığında en sağlam kalıntılardır. Sınıf farkının büyük olduğu dönemlerde özellikle üst sınıf vatandaşların ve bürokratların kullandığı ve bazıları devlet binası olan yapılara ev sahipliği yapmaktadır.
Aziz Petrus Bazilikası
İtalya’nın Roma şehrinde bulunan Vatikan bölgesi her ne kadar İtalyan toprakları içinde bulunsa da özerk bir bölgedir ve kendi koruması, kendi kuralları vardır. Bölge Hristiyanlık dininin merkezi konumunda olduğu için güvenlik önlemleri son derece yüksektir. Vatikan’da çalışan kişilerin hemen hepsi bölgede yerleşik olarak yaşamaktadır ve yaklaşık 1000 kişi bu durumdadır. Hristiyanlık dininin temsilcisi konumundaki papa burada ikamet etmekte ve yine Aziz Petrus Bazilikasında görev yapmaktadır. Meydanda en görkemli görüntüyü oluşturan bazilika son derece etkileyici bir mimariye sahiptir. Bazilikanın dışı kadar içi de etkileyicidir. İç bölümlerde Vatikan’ın zenginliğini vurgulamak için altın yaldızlı işlemeler ve altın kaplamalı ürünler kullanılmıştır. Bazilikayı gezmek çok uzun sürmemektedir ancak yoğun günlerde giriş sırayla yapılmaktadır ve buna bağlı olarak kuyruklar oluşmaktadır.
Sistina Şapeli ve Vatikan Müzeleri
Sistina Şapeli ile Vatikan müzelerini bir bütün olarak düşünmek daha doğrudur. Bu iki yapı birlikte değerlendirildiğinde dünyanın en büyük müzelerinden biri haline gelmektedir. Bu iki yapıyı gezmek için genellikle bir gün ayırmak gerekmektedir ve kapıda bilet bulmak çok zor olduğu için internetten bilet almak en mantıklısıdır. Özellikle Michelango’nun en beğenilen eserlerinin bir kısmı Sistina Şapelinde bulunmaktadır.
Pantheon
Latince kökeninde tüm tanrıların tapınağı anlamına gelen bu yapı Antik Roma döneminde inşa edilmiştir. Bu yapı önceki dönemlerde pagan tanrı heykelleri barındırırken ilerleyen dönemlerde kilise tarafından yapı bir kiliseye çevrilmiştir. Roma’da bu kadar eski tarihten beri en iyi korunan yapı olarak bilinmektedir. Yapının en önemli özelliklerinden birisi de tepesindeki delik dışında bir camının ve ışık kaynağının olmamasıdır. Kubbedeki bu delik yaklaşık 3 metre çapa sahiptir ve dönemin şartları ile bu kadar büyük bir kubbenin beton ile yapılmış olması günümüzde nasıl yapıldığı merak edilen ve açıklanamayan bir soru işaretidir.