Şeker Hastalığı Tedavi Yöntemleri, Diyabet, diğer adıyla halk dilinde şeker hastalığı olarak bilinen genel olarak kanda glikoz (şeker) oranının normal seviyenin üstüne çıkması olarak açıklanır. Çeşitli türleri bulunan diyabet hastalığı ülkemizde ve dünyada en çok karşılaşılan hastalıklardan bir tanesidir. Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun vermiş olduğu istatistiksel bilgilere göre her on bir yetişkinden biri bu rahatsızlıkla mücadele etmekle birlikte her altı saniyede bir birey şeker hastalığından sebep hayata gözlerini yummaktadır.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Başlıca Belirtileri
Şeker hastalığının temel olarak üç belirtisi vardır. Bunlar; normalden daha fazla yemek yeme ve doymama güdüsü, çok sık idrara çıkma, ağızda kuruluk ve tatlılık hissidir. Bu nedenle de hastada sürekli olarak su içme isteği doğar. Diğer belirtileri de sıralamamız gerekirse süratli ve istemsiz şekilde kilo kaybetme, ayaklarda uyuşma ve karıncalanma hissi, ciltte kaşıntı ve kuruluk, yaraların normalden daha geç iyileşmesi, ağızda asetona benzeyen bir koku oluşumu, bulanık görme, aşırı yorgunluk ve halsizlik hissinden söz edebiliriz.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Nedenleri
Şeker hastalığının ortaya çıkmasında genetik ve çevresel faktörlerin sebep olduğu belirtilmektedir. Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet olarak iki çeşidi bulunmaktadır ve bu türlere göre değişiklik göstermektedir.
Tip 1: Diyabette genetik faktörlerin rolü diğer etkenlere göre daha fazladır.
Tip 2: Diyabetin nedenleri ise daha çok çevresel ve bireyseldir. Obezite, hareketsiz yaşam şekli ve strese bağlı birçok neden rahatsızlığın kendini göstermesinde tetikleyici rol oynar.
Şeker Hastalığı (Diyabet) Tedavi Yöntemleri
Tip 2 diyabetin kontrol altına alınması ve tedavi edilmesi için uzmanlar kişilere birçok uyarı yapmakta ve tavsiyelerde bulunmaktadır. Bunları sıralamamız gerekirse;
D Vitamini Depolarınızı Doldurun: Bu vitaminin eksikliği insülin hormonun direncinde bir artışa sebebiyet vermektedir. Vücutta 80 / 150 nmol/l seviyesinde bulunması gereken D vitamini ihtiyacını karşılamak için muhteviyatında bu vitamini barındıran besinler tüketilmeli ve bol bol güneş ışığına maruz kalınmalıdır. Gerekirse takviye olarak da alınabilir.
Spor ve Egzersiz Yapın: İnsülin direncini kırmakta en büyük destekçiniz şüphesiz ki hareketli bir yaşam. Yüzmeye gidin, spor salonlarına düzenli ziyarette bulunup egzersiz yapın, akşamları yürüyüşe çıkın. Böylelikle kan şekeriniz daha çabuk düzene girer.
Bitkisel Ürünlerden Faydalanın: Bilimsel olarak şeker hastalığı ile savaşta önemli rolü olduğu desteklenen zeytinyağı özü ve çörek otu tüketimini artırın.
Omega 3 Yağ Asidi Tüketimini Artırın: Omega 3 yağ asidi kilo kontrolüne yardım ederken insülin direnciyle savaşta da yanınızda olacaktır. Bu besini barındıran somon balığı, alabalık, ringa balığı, konserve olmayan ton balığı; keten tohumu ve keten yağını mutfağınızın müdavimi haline getirin.
Probiyotik Zengini Besinlere Daha Çok Yönelin: Bağırsak floranızdaki faydalı bakterilerin sayısını artırarak kilo vermenize ve insüline karşı direncinizin artmasına fayda sağlayacak olan probiyotik zengini besinleri tüketmeye özen gösterin. Özellikle ev yoğurdu, ev sirkesi, ev yapımı peynir, kurutulmuş turşu gibi gıdalar size bu konuda gerekli desteği sağlayacaktır.
Mevsimi Olan Sebzeler Tüketin: Sera üretimi, hormonlu sebzelerde bolca tarım ilacı ve dolayısıyla vücut dengenizi bozacak olan toksik maddeler bulunmaktadır. Bu durum içinde bulunduğunu şeker hastalığını daha da ilerletecektir. Bu yüzden mevsimi olmayan manav ürünlerinden uzak durmaya gayret edin.
Şekeri Hayatınızdan Çıkarın: ”Biraz biraz yesem bir şey olmaz.” mantığı sizlere bir şey kazandırmayacaktır. Şekeri ve hatta meyveleri hayatınızdan çıkarmanız gerekiyor.
Buğdaydan Uzaklaşın: Ne yazık ki vücudumuz buğdayla tatlıyı ayırabilecek derecede zeki değil. Vücudunuza aldığınız tüm buğday ürünleri şeker olarak damgalanır ve o şekilde muamele görür. Ayrıca buğdayda yer alan glüten molekülü de vücudun doku hasarına verdiği tepkiyi artırarak şeker hastalığının şiddetini artırıcı etkiye sahiptir.
İşlenmiş Yiyeceklerden Kaçın: Bunlar sizin baş düşmanınız. Hepsi de kimyasallarla dolu ve tıpkı buğdaydaki glüten gibi bir yan etkiye sahipler.
Sağlıklı Yağlarla Aranızı İyi Tutun: Eğer bu hastalıkla baş etmek istiyorsanız yağ tüketiminize de dikkat edin. Mutfağınızın baş köşesinde daima ceviz, badem fındık, zeytin yağı ve badem yağı bulunsun.
Yorum Yok